KOVİD-19 ANTİKOR TESTLERİYLE İLGİLİ BEKLENTİLER VE TARTIŞMALAR HAKKINDA GÖRÜŞLER

KOVİD-19 ANTİKOR TESTLERİYLE İLGİLİ BEKLENTİLER VE TARTIŞMALAR HAKKINDA GÖRÜŞLER

Aşı Yapılanlarda Beklentiler Yüksek

Vatandaşlarımız Kovid-19’a karşı aşı yaptırıyorlar, iki aşıdan sonra doğal olarak antikor oluşmasını bekliyorlar.

Ancak, bir kısmında antikor yanıtı oluşmuyor. Böyle olunca da, hayal kırıklığına uğruyorlar ve başka merkezlerde yeniden yaptırıyorlar. Bazen, farklı sonuçlar da ortaya çıkabiliyor. Genellikle beklenti “pozitif” sonuç üzerine yoğunlaştığı için, negatif çıkan sonucun “yanlış” olduğunu düşünüyorlar.

Bu nedenle, konu hakkında daha fazla bilgi ortaya koymak ve tartışmalı durumları sergilemek gerektiği kanısındayız.

 

Aşı Uygulamalarına Yönelik Başarı Oranları Hakkında Tam Bir Konsensus Bulunmuyor

Şu anda, dünyada çeşitli ülkelerde farklı firmaların ürettiği aşılar uygulanıyor. Her ülke de aşıya ulaşamıyor.

Bize göre, bir ülke hangi aşıyı bulabiliyorsa onu uygulamalıdır. Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı aşı sağlamada oldukça başarılıdır ve toplumun yüksek riskli önemli bir kesimini de aşılamış durumdadır. Aşılama süreci halen devam etmektedir.

Uygulanan aşıların koruma, yani antikor oluşturma oranları hakkında, her ülkeden farklı açıklamalar gelmektedir.

Türkiye’de uygulanan Sinovac aşısının, Faz-3 çalışmaları sonucunda, antikor oluşturma oranının %83.5 olduğu açıklanmıştır. Aynı aşının etkinlik oranını Endonezya %65, Brezilya %50.4 olarak açıklamış durumdadır.

Bilindiği üzere, Sinovac dışında Pfizer BionTech, Moderna, Astra- Zeneca, Johnson&Johnson, Sputnik gibi aşılar da bulunmakta ve çeşitli ülkelerde uygulanmaktadır.

Bu aşıların açıklanan etkinlik oranları oldukça değişiktir. Antikor oluşturma oranlarının, %70 ile %90 arasında olduğu söylenebilecek durumdadır.

Sonuç olarak, aşı uygulanan kişilerin %10 ile, %30’u arasındaki önemli bir bölümünde, çeşitli nedenlerle antikor oluşmamaktadır.

 

Hastalığı Geçirenlerin De Bir Kısmında Antikor Oluşmamaktadır

Aşı dışında, hastalığı geçiren ve bu durum Kovid-19 PCR testi ile kanıtlanan kişilerin de hepsinde antikor oluşmamaktadır.

Yapılan çeşitli çalışmalarda, hastalığı geçiren kişilerin yine %10’u ile %30’u arasında değişen oranda bir bölümünde, antikor oluşmadığı görülmektedir.

Ayrıca, PCR pozitifliğinden sonraki dönemde, antikor testi yapılan süre de önemlidir. Erken dönemde antikor negatif veya düşüktür. 15 günden sonraki dönemde yükselmektedir. Çoğu kişide birkaç ay sonra, genelde de altı ay sonra çoğunluğu negatife dönmektedir.

 

Antikor Ölçüm Yöntemleri Arasındaki Farklar

Şu anda, dünyada Kovid-19 antikor testi üretimi yapan 100’den fazla firma bulunmaktadır.

Rapid (hızlı) testlerin duyarlılık oranları düşüktür. Çok yanıltıcı sonuçlar verebilirler. Bunları kapsam dışında tutmak gerekmektedir.

Duyarlılığı yüksek iki yöntem bulunmaktadır. Bunlardan birisi ELISA, diğeri de kemiluminisans (CLIA) yöntemleridir.

Çoğu firma da, ELISA veya CLIA yöntemlerini kullanmaktadır.

Hem ELISA, hem de CLIA yöntemini kullanan firmaların neredeyse tamamı, antijen olarak virüsün S (Spike) proteinini, az bir kısmı da Spike ile birlikte N (Nucleocapsid) proteinini kullanmaktadırlar.

Çünkü en immunojen olan antijenler, S ve N proteinleridir.

ELISA ve CLIA yöntemlerinden birisiyle üretim yapan firmaların duyarlılık oranları, hastalığı geçiren ve PCR sonucu pozitif bulunan kişilerde, PCR pozitifliğinden itibaren 15 gün sonrasında, %96 ile %98 arasında değişmektedir.

Örneğin, CLIA yöntemiyle üretim yapan firmalardan Roche’un kitinin duyarlılığı %98.3, Siemens’in %96.6, Beckman Coulter’ın %98.3, Abbott’un %99 olarak bildirilmiştir.

ELISA yöntemiyle üretim yapan firmalardan Bio-Rad %98, Zeus Scientific %100, Thermo Fisher Scientific %100, Wantai %98.7, Emory University %100, Euroimmun %96.6, Generic Assays %98 olarak bildirmektedirler.

Bu oranlar, büyük ölçüde firmaların kendi çalışmaları sonucunda, buldukları ve kit prospektüsüne yazdıkları oranlardır.

ELISA ile CLIA firmalarının arasında duyarlılık olarak büyük fark olmadığı görülmektedir. Her iki grup da, yeterli ve kabul edilebilir düzeyde sonuç vermektedirler.

Özgüllük (spesifite) ise her iki yöntemde de %97-% 100 arasında olup, yeterli düzeydedir.

Yukarıda verilen duyarlılık oranları, PCR pozitifliğinden itibaren 15 gün geçtikten sonraki yapılan antikor arama testlerine ait oranlardır. PCR pozitifliğinden sonraki 7-14 gün arasında yapılan ölçümlerde duyarlılık oranı daha düşüktür. İlk 0-7 gün arasında ise çok daha düşüktür.

 

SONUÇ

 Antikor ölçümlerinde negatif sonuçlar çıkması konusundaki ana sebep, ölçüm yöntemi değildir.

Rapid testler hariç, ELISA ve CLIA yöntemleri kullanıldığı takdirde, eğer yeterli düzeyde antikor oluşmuş ise, her iki yöntem de %96 üzerinde bir doğrulukla antikoru saptayabilecek durumdadırlar.

Farklılığı yaratan ana neden, kişinin antikor oluşturamamasıdır. Bunun da nedeni çeşitlidir ve kişinin bağışıklık sistemi ile ilgilidir.

Her durumda, gerek hastalığı geçirsin, gerekse de aşılanmış olsun, %10 ile %30 oranda kişide, immun sisteme bağlı olarak, antikor oluşmayabilmektedir. Ya da ölçülebilir düzeyde değildir. Veya da kısa sürede kaybolmuş durumdadır.

 

Bağışıklık Sistemi İle İlgili Daha Geniş Kapsamlı Bilgi, Antikor İle Birlikte T Hücresel Bağışıklık Testinin Bakılmasıyla Elde Edilebilecektir

Antikor oluşumunun her kişide oluşmaması ya da kısa sürede kaybolması gibi durumlar, bağışıklık yanıtı ile ilgili daha stabil ve kalıcı bir parametreye de bakılması gereğini ortaya koymaktadır.

T hücrelerine dayalı Hücresel Bağışıklık Testi ölçümünün, antikora göre %51 oranda daha stabil, kalıcı ve daha uzun süreli bağışıklık sağladığı yönünde bilgiler açıklanmaktadır.

Bu durumda, bireylerin Kovid-19’a karşı bağışıklık durumunu anlayabilmek için, antikor ile birlikte T hücresi/ Hücresel Bağışıklık Testinin yapılması daha geniş ve tatmin edici bir bilgiye ulaşılmasını sağlayacaktır.   

                                                                                                                                 

                                                                                                                                                22/03/2021

                                                                                                                                                                          Prof. Dr. Paşa Göktaş

                                                                                                                                                             İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik

                                                                                                                                                                         Mikrobiyoloji Uzmanı